PREFABRİK ÇELİK MODÜLER YAPILARIN AVANTAJLARI NELERDİR?

Prefabrik modüler çelik yapıların inşaat sektörü için sunduğu avantajlardan bazılarını sıralayacak olursak;

Depreme Dayanım: Prefabrik modüler çelik yapılar farklı bölgelerin zemin yapısına uygun şekilde tasarlandığında deprem anında esnek ve hafif yapısı ile eğilir, deforme olur ancak yıkılması zordur.

Çelik yapılarda yapı ağırlığı, betonarme yapılara göre yaklaşık %50 daha az olduğundan yapıya etkiyen deprem kuvveti aynı oranda azalacaktır. Süneklik, elastik davranışın üzerindeki şekil değiştirmelerde enerji yutma yeteneği sağlandığından bu özellik dinamik yükler altında önem kazanmaktadır. Tekrarlı yüklemeler altında betonarme yapının tek yönlü ve sınırlı olan enerji yutma yeteneği her tekrarda azalarak bozulur ve deformasyon oluşmadan kırılma gerçekleşir. Çelik yapıda ise elastik sınırlar aşıldığında, bir başka değişle beklenenin üzerinde yükler yapıya etkidiğinde, çelik yapı elemanları yüksek şekil değiştirme kapasiteleri sayesinde öncelikle şekil değiştirir ve deforme olur. Şekil değiştirme esnasında oluşan enerji yutulur ve etkileyen yükler altında yapı ayakta kalır.

Daha Düşük Karbon Ayak İzi – Yüksek Dayanımlı Yapısal Çeliklerin Kullanımı Karbon Ayak İzini Küçültür: Prefabrik Modüler Çelik Binalar, önceden tasarlanmış olması, inşaatın daha kısa sürede yapılması ve ekipman çalışma sürelerinin kısalması, kullanılan tüm malzemelerin dönüştürülebilir olması ve atıkların az olması gibi nedenlerle düşük karbon ayak izine sahiptir.

Nihai Yeşil Malzeme Çelik ve Geri Dönüşüm: Bir binanın “yeşil” kabul edilebilmesinin iki yolu vardır. İlki, malzemelerin işletme maliyetlerine yardımcı olma şekli, ikincisi ise kullanılan malzemelerin çevresel etkiyi nasıl azalttığıdır. Çelik, kullanım sonunda defalarca geri dönüştürülebilen ve gücünü kaybetmeyen yegâne yapı malzemelerinden biridir.

Çevre Dostu ve Trafiğe Etkisi: Prefabrik modüler çelik binaların sürdürebilirliğine katkı sağlayan bir diğer unsuru ise prefabrik modüler inşaat sürecinin çoğunluğu saha dışında (off-site) / ön-üretimli olarak gerçekleşmesidir. Projenin çevreye ve sahaya olan olumsuz etkileri önemli ölçüde minimize edilmektedir. Böylece, sahada ihtiyaç duyulan araç ve ağır ekipman sayısı ve kullanımı azalırken daha az çevre kirliliği ve iş güvenliğinin artması gibi kazanımlar da ortaya çıkar.

Daha Kısa İnşaat Süresi: Prefabrik modüler çelik yapıların en önemli avantajlarından biri de inşaatın geleneksel yöntemlere göre daha kısa sürede tamamlanabilmesidir.

Emniyet ve Güvenlik: Prefabrik modüler yapılar, iş ve işçi güvenliği açısından değerlendirildiğinde de önemli avantajlar sağlamaktadır. Kapalı üretim tesislerinde gerçekleştirilen üretime bağlı olarak iş kazası riski önemli ölçüde azalır.

İklim Koşulları: Güncel teknolojiler ve yeni malzemelerle, prefabrik modüler çelik yapılar, her türlü mevsim koşuluna uygun olarak üretilebilmektedir. Yapılarda kullanılan iç yalıtım malzemeleri, projenin gerçekleştirildiği coğrafyanın iklim koşullarına uygun olarak seçilir. Örneğin, Dorçe’nin tasarlayıp ürettiği prefabrik modüler çelik yapılar Sibirya’daki -50 derecelerden, Afrika’daki +50 derecelere kadar dayanıklı ve sürdürülebilir yapılardır.

Taşınabilir ve sökülüp yeniden kurulabilir yapılar: Prefabrik Modüler Çelik yapılar, fabrika ortamında üretilerek sahaya sevk edilir. Montajı tamamlandıktan ve gerektiği süre boyunca kullanıldıktan sonra farklı lokasyonlarda tekrar kullanılmak için sökülüp taşınabilen ve tekrar kullanılabilen yapı sistemleridir.

Tak & Çalıştır (Plug & Play): Bir binanın üretiminden nihai montajına kadar tamamen fabrika ortamında tamamlanmasına, sıhhi ve elektrik tesisatları gibi son bağlantı hatlarının hazır şekilde bir veya birkaç ‘modül’ olarak herhangi bir bölgeye gönderilmesine olanak tanıyan yapı sistemidir. Her modül inşa edilmiş ve önceden tamamlanmış, iç ve dış kaplama elemanları duvar panelleri çatı, döşeme, banyolar, mutfak ekipmanları, aydınlatma ile tam olarak donatılmış bir şekilde sahaya sevk edilir. Modüller, sahaya sevk edildikten sonra kullanım amacına göre tek başına ya da birleştirilerek anında kullanıma hazır olmaktadır.

Afet Sonrası Acil müdahalelerde: Modüler yapılar, deprem ve doğal felaketler sonrası aciliyet ve zaman faktörü de göz önünde bulundurulduğunda, insani yardımların en kısa sürede karşılanmasına katkı sağlar.

Dorçe, 1999 Marmara Depremi, 2003 İran Bam Depremi, 2011 Van depremi ve 2020 Elâzığ Depremi gibi birçok deprem sonrası, AFAD, Birleşmiş Milletler, JICA gibi kurumlar aracılığıyla afet yönetiminde aktif olarak yer alarak projeler tamamlamış, yardım ve bağışlarda bulunmuştur.