Modüler Çelik Yapılar, Deprem Bölgelerinde En İdeal Çözüm

Son 30 yıldır dünyada yaygın şekilde kullanılan, modüler-hafif çelik ve prefabrik çelik yapı teknolojileri deprem bölgelerinde kalıcı çözümlerin sağlanmasında önemli rol oynamaktadır.

Dijitalleşmeyle yaşanan teknolojik gelişmeler ve Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat belgesi hedefleri ile birlikte gelişmiş ülkelerdeki (ABD, Avrupa Birliği ülkeleri, Kanada, Japonya, İngiltere) inşaat sektörü endüstriyel (prefabrik) çelik yapılara evirilmektedir. Endüstri 4.0’ın gereği olan dijitalleşmenin getirdiği avantajlar, inşaat sektörünü kabuk değiştirmeye, uluslararası piyasada daha rekabetçi olabilmek için yeni teknolojileri kullanarak maliyetleri düşürmeye zorlamaktadır. Çevreci özelliklerin yanı sıra (sera gazı salınımı indirgemesi, geri dönüştürülebilir olması vb.) sürdürülebilirliğe olan katkısı, seri üretimi, taşınabilir olması ve depreme dayanımı gibi birçok unsur göz önünde bulundurulduğunda, modüler ve hafif çelik yapılar inşaat sektörünün zorunlu geleceğidir.

Dünyanın birçok ülkesi, Türkiye de buna dahil olmak üzere, sismik aktivitelere maruz kalmaktadır. Binalar, depremden dolayı ortaya çıkan hasarlara dayanacak şekilde tasarlanmadıkça, özellikle betonarme binalarda önemli yapısal hasarlar veya tamamen çökmeler meydana gelebilmektedir. Ülkemizde beklenen İstanbul depremi gündemdeki sıcaklığını korurken gözler Türkiye’deki konutların depreme dayanımına çevrildi. Mevcut yapı stokunun önemli bir bölümünün depreme dayanıklı olmadığı gerçeği ile karşı karşıyayız. Deprem kuşağı ülkesi olan Türkiye’deki nüfusun %98’inin deprem tehlikesi altında olduğu düşünüldüğünde bu konuya gereken önemin verilmediği görülmektedir.

Modüler binalar neden tercih edilmektedir?

“Modüler binalar, bir veya daha fazla prefabrik (ön-üretimli) modüllerin bir araya gelmesiyle oluşurlar. Bir temel olmadan da kurulabildikleri gibi, kolayca sökülebilir ve başka bir sahaya taşınabilirler. Her türlü iklim koşullarına göre çeşitli tasarımlar uygulanabilmekte; yangın, sıhhi tesisat, elektrik ekipmanları, ısıtma ve havalandırma sistemine kadar tüm ihtiyaçları karşılanabilmektedir. Ön üretimli Çelik Modüler İnşaat, geleneksel yapılara oranla daha kısa sürede, daha dayanıklı yapıların inşa edildiği bir süreçtir. Hem geçici hem de kalıcı olarak tasarlanabilen, 3-4 kat ile sınırlı kalmayan çelik modüler yapılar geleneksel binalardan ayırt edilemeyen yapılar olarak son yılların yükselen trendleri arasında yer almaktadır.

Dorçe Prefabrik’in; Modüler, Hafif Çelik ve Endüstriyel (Prefabrik) Yapıları Depreme Dayanım Özelliği ile Öne Çıkıyor

Ülkemizdeki yapı stoku ve meydana gelen depremlerde yıkılan yapılar göz önüne alındığında bu yapıların daha çok betonarme ve konut yapıları olduğu görülmektedir. 20. yüzyılın başından itibaren dünyada artış gösteren inşaat faaliyetleriyle birlikte betonarme, çelik, yığma ve ahşap yapım yöntemleri ile ilgili birçok araştırma ve geliştirme süreci yaşanmıştır. Yine bu süreç içerisinde bahsi geçen yöntemlerin depreme dayanım performansları hem teorik hem de pratik sonuçlarla karşı karşıya gelmiş ve ortaya çıkan olumsuz durumlar alternatif yöntemlerle ilgili arayışları hızlandırmıştır. Özellikle son 30 yıldır dünyada yaygın şekilde kullanılan, modüler ve hafif çelik, endüstriyel (prefabrik) çelik yapı teknolojileri öne çıkmaktadır.

Deprem Sırasında, Hafif Çelik Binalarda Nasıl Bir Etki Görülür?
Hafif çelik yapılarda; yapı ağırlığı, betonarme yapılara göre daha az olduğundan, yapıya etkiyen deprem kuvveti aynı oranda azalmaktadır. Süneklik, elastik davranışın üzerindeki şekil değiştirmelerde enerji yutma yeteneği sağladığından, dinamik yükler altında önem kazanmaktadır. Tekrarlı yüklemeler altında betonarme yapının tek yönlü ve sınırlı olan enerji yutma yeteneği, her tekrarda azalarak bozulur ve deformasyon oluşmadan kırılma gerçekleşir. Çelik yapıda ise elastik sınırlar aşıldığında, bir başka değişle beklenenin üzerinde yükler yapıya etkidiğinde, çelik yapı elemanları yüksek şekil değiştirme kapasiteleri sayesinde öncelikle şekil değiştirir ve deforme olur. Şekil değiştirme esnasında oluşan enerji yutulur ve etkileyen yükler altında yapı ayakta kalır.

Dorçe Prefabrik’in sunduğu yüksek mukavemetli modüler çözümler Birleşmiş Milletler, NATO, Afet ve Acil Durum Bakanlıkları gibi resmi ve özel sektör kuruluşlarının projelerinde kullanılmıştır ve kullanılmaya devam etmektedir. Geçtiğimiz yıllarda, Van’da yaşanan büyük depremde Dorçe, deprem bölgesi için toplamda 3.150 adet acil yaşam ünitesini 1 ay gibi kısa bir sürede tamamlayarak 18.000 kişiye yaşam alanı imkânı sağlamıştır. Ayrıca 2016 Çanakkale depreminde de 1 günde 100 adet acil yerleşim konteynerleri ile yaklaşık 700 kişiye kapalı ve sıcak bir yaşam alanı sağlamıştır.

Dorçe Prefabrik şu ana kadar 6 kıtada 60 ülkede hem çok zor iklim şartlarında hem de siyasi istikrarsızlık, iç savaş, doğal afet gibi vb. koşullar altında iş yapabilme yeteneklerini sergilemiş ve günümüzde Afrika, Orta Doğu, Orta Asya, Avrupa ve yerel pazarda sergilemeye devam etmektedir.

Paylaş